31 Aralık 2014

güle güle 2014

2014 ün son demlerinden selamlar blogcum...
Acısıyla tatlısıyla bir yılı daha devirdik.. Bu yıl benim için farklı bir yıl olmadı.. ama Türkiye için çalkantılı bir yıl oldu..
Bu yılda....
Madde madde sayabileceğim birşey yok...
2015ten istediğim...
En önemlisi sağlık gerisi gelir zaten.. huzur. mutluluk..
En çok ta annelerin ağlamadığı çocukların ölmediği savaşın olmadığı iktidarın muhalefetle didişmesinin ( siyasetten anlamam ama bu konu başka..) olmadığı bir yıl olmasını dilerim..

Vestel, Londra’da 9 yaşındaki Daisy Ames’e derman oldu.

Bugün sizlerle İngiltere’de yaşayan 9 yaşındaki Daisy Ames’in hem umutlandıran hem de gurur veren iyileşme hikayesini paylaşmak istiyorum. 


Vestel’in hem Türkiye’de satışa sunduğu hem de dünyaya ihraç ettiği Pyrojet teknolojili çamaşır makinesi Londra’da ağrılı egzama hastası 9 yaşındaki Daisy Ames’e derman olmuş.  


7 alerjen ve 4 bakteriye karşı etkili dünyadaki tek makine olan Pyrojet’in anti-alerjen programı kıyafetlerde etkili hijyen sağlayıp, egzama döngüsünü  kırmayı başararak, küçük kızı iyileştirmiş. 


Dört çocuk annesi Laura Ames,  Allergy UK tarafından kendilerine bağışlanan çamaşır makinesinin hayatlarını değiştirdiğini, küçük kızı Daisy Ames’in doğuştan beri ciddi boyutta egzama hastası olduğunu, pek çok cilt tedavi yöntemi denediklerini ama Daisy’nin kabarmış ve iltihaplı yaralarını bir türlü yatıştıramadıklarını söylemiş.  


21 milyon alerjik hastaya yardım için kurulan Allergy UK’in aileye bağışladığı  Pyrojet teknolojisine sahip Vestel Çamaşır Makinesi ile ise küçük kızın yaraları birkaç ay içinde iyileşmiş. Artık Daisy’nin bütün kıyafetleri, nevresimleri yeni makine ile yıkanıyormuş.  


Konu ile ilgili Vestel Ticaret A.Ş. Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Ergün Güler’de bu sevinçli haber üzerine, öncelikle bir baba olarak küçük bir kız çocuğunun acı veren hastalığının iyileşmesine katkı da bulundukları için çok mutlu olduğunu aynı zamanda da Vestel ailesi olarak bu önemli başarıya imza attıkları için çok büyük gurur duyduğunu söylemiş. 


Bu güzel haberden sonra sizler için bu rekortmen çamaşır makinesinin özelliklerini araştırdım. 


Anti-alerjen programı sayesinde hem çocuklu aileler hem de bu tarz rahatsızlığı olan kişiler için tam bir ilaçken aynı zamanda  enerji tasarrufu sayesinde de aile bütçesine de katkısı büyükmüş.  


Yeri gelmişken Vestel Rekortmen Çamaşır Makinesi’nin diğer özelliklerinden de bahsetmek gerekirse:


Vestel’in Pyrojet teknolojili rekortmen çamaşır makinesi, A+++ enerji sınıfındaki 8 kg kapasiteli ürünlerden yüzde 70 daha az enerji tüketiyor. Enerji verimliliği ile Alman Elektrik, Elektronik ve Bilişim Teknolojileri Kurumu VDE’den onay alan Vestel Pyrojet teknolojili çamaşır makinesi, su ve elektrik tüketiminde sağladığı rekor tasarrufla öne çıkıyor. Pyrojet teknolojisi, çamaşır makinesinin yıkama esnasında aldığı suyu kısa sürede arzu edilen sıcaklığa ulaştırıp duşlama yöntemi ile doğrudan çamaşırlarla buluşturarak su ve elektrik tüketiminde gözle görülür düşüş sağlıyor. 


Ayrıca, 12 dakikada yıkama yapabilen Süper Hızlı Yıkama Programı’na sahip Pyrojet teknolojili Vestel çamaşır makinesi, kirlilik seviye seçimi ve 22 farklı lekeye uygun yıkama opsiyonu da sunuyor. 


 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Aralık 2014

Eloş hanımdan inciler...

Günaydın.. Mutlu günler...
Uzun zamandır Eloş hanımdan bahsetmiyordum.. Haksızlık etmişim gibi oldu kuzuma. Kuzum büyüyor 29 ay 11 günlük.. Şaka maka 2.5 yaşına birkaç gün kaldı ne çabuk geçiyor zaman..
Eloş hanımın dilli düdük çenesini yazacağım bu kez. burda bulunsun unutmadan :)

  • Gece uyumak için önce babaanne-dede yatağına gider. Biraz tepinir olduğu yerden bağırır '' Nezihaaaa süt getirirmisinn'' babaannesi oluyo o :)
  • Süt ılıksa içmeyip '' bu süt soğuk içmem, fazla ılıksa sıcak içmem''
  • Süt istediği zaman talimatı veriyor. '' Bisküüü koy, bal koy, süt koy karıştır''
  • Oyuncak bebeklerine öğretmenlik yapıyor. Bebekleri yanına oturtup resimli kitap açıp'' bak bu köpek biliyor musun?'' diye soruyor :)
  • Dedesi aşağı kata ya da yukarı kata gittiğinde '' Metinnnn oğlum gell beni de all'' nerden duyuyor böyle şeyleri hiç bilmiyorum
  • Soğan kovasına oturup çıkamamış poposu içeri girmiş :) '' annee beni kurtarr'' diye bağırmış :)
  • İşkence yapmayı çok seviyor. İlle birimize vuracak. Dün akşam bir elinde benim saçım diğer elinde amcasının saçı babaanne dede o eli açmak için çok uğraştı 2 dk bağırarak durdum :)
  • Öğle uykusu uyumuyor son zamanlarda. akşam oyun oynarken sızıyor. Uyuyalım dediğimizde ''hayıy uyumucam'' diyip el sallıyor
Aklıma gelenler şimdilik bunlar. Dubleks evde olduğumuz için Eloş için biraz tehlikeli olmaya başladı. Korkuluk kapısını açıp aşağı kata inmiş geçen gün. Babaannesi o sıra mutfaktaymış. Mutfak salon birleşik zaten Eloşa sırtı dönükmüş görmemiş. İlk önce yukarı katı aramış dolaplara girip saklanıyor önce dolaba bakmış yokmuş. Birden kapının açık olduğunu görmüş aşağı inmiş bakmış Eloş salonda perdenin boncuklarıyla oynuyormuş.. Off çok korkmuş..
''dolaba saklanayım kimse beni bulamasın korksunlar''
Sonra babaannesini korkutunca ''Özür dilerim babane birdaha yapmayacağım'' demiş..
Eloşla artık herşey eğlenceli olmaya başladı.. Sohbet edip alışveriş yapıyoruz dermişim ama değil :) kavga ediyoruz bol bol. Bir nevi tepiniyoruz. Eve gittiğimde hep tepemde oturuyor oturacak yer yokmuş gibi..

Bizde son durumlar böyle.. 

Mutlu günler :)

23 Aralık 2014

Fated To Love You

Bugünün ikinci postu :) Fırsatını bulunca kaçırmak istemedim :)
Geçen hafta işim yoktu boş boş oturmaktan sıkıldım.. Dizi açayım dedim olmuyo bloglarda geziyorum.. Ne zamandır izlemek istediğim Choi Jin Hyuk'un olduğu bu diziyi izlemek istiyordum nihayet izleyebildim..
Diziye tek kelimeyle BAYILDIM...
Cumartesi günü sabaha karşı 5'e kadar izleyip uyudum bu kore dizileri çok feci bağımlılık yapıyor arkadaş...
resim google'dan alıntı 
Dizinin ilk 7 bölümüne kadar komediydi sonraki dramatikti. Hem güldürüp hem ağlattı yani.. Ben anlatmayı pek beceremedim.. Siz en iyisi Nabrut'a koşuverin :) o çok güzel anlatıyor çünkü :)

Sırada izlemek istediğim I Hear You Voice var.. bakalım ne zaman izleyeceğim.. Zira çok ara vermek istiyorum uyku düzenim bozulunca haftasonu sarhoş gibi oluyorum ayol :)

Nabrut... Bu kadar güzel anlatma merak uyandırıyorsun insana :)

Okudum: Ayşe KULİN / HANDAN

Salıyıda sallarken merhaba dostlarım :)
Bugünün işini bitirdim Facebookta annemle konuşurken geçen hafta bitirdiğim kitabı yazmadığımı hatırladım. Annem yavaş yavaş yazarken yazayım da çıksın aradan dedim :)

Kitabı ben pek beğendiğimi söyleyemem..
Halide Edip ADIVAR'ın Handan romanıyla bütünleştirilmiş ve Gezi Parkı olayları sırasını da anlatmış. Kitap elimde sürünmesin diye okudum bitti bende rahatladım :)

Halide Edip'in zamanı ve şimdiki Ayşe Kulin zamanı kıyaslanmış kitapta. İki Handan da aynı olayları yaşıyor gibiler aşk konusunda. Beni baydı vallahi.

Ben sevmedim ama belki siz sevebilirsiniz. Şimdi de Elif Şafak'ın Ustam ve Ben kitabı bekliyor okunmak için.. Umarım o güzeldir.

Mutlu haftalar dilerim...

18 Aralık 2014

başıma gelmez derdim...

Günaydın....
Nasılsınız? Herşey yolunda mı dostlar??
Başlıktan anlaşıldığı gibi pek iyi değilim.. hem rüyamda kabus gördüm sabah uyanamadım işe de geç kalma çabası..
Dün  iş çıkışı eve giderken yağmur yağıyordu şemşiyem de var yolda 3 tane 15 yaşlarında ya var ya yok serseri çocuklar arkamdan şemşiyenin tepesine vurup kafama şemşiyenin telleri battı şok oldum ve o şokla bişey yapamadım sonra çocuklara bi çarpasım geldi çocuklar çoktan uzaklaşmıştı dalga geçercesine gülüyorlardı..
Şimdi diyeceksiniz bu korkulacak bişeye benzemiyor.. Doğru o kadar korkulacak değil ama sebebim var..
Ekim ayıydı tahminen 18 Ekimdi sanırım. Çocukların bana sataştığı yerin karşı tarafında biraz aşağıda kayınbiraderim bacağından bıçaklandı ve kafasına darbe aldı o gün bu gündür ben çok korkuyorum.. Korkunca rüyalarıma giriyor kabus görüyorum. Belki de çocuklar kendilerine eğlence arıyorlardı ben hedefleri olmuştum bilemiyorum..
Neyse.. çocuklar eğlendiğiyle ben korktuğumla kaldım...
Umarım birdaha olmas.. yoksa tası tarağı toplayıp Kayseri'ye köye gidesim geliyo...
Çok tehlikeliymişsin be İstanbul...

16 Aralık 2014

Amigurumi Tavşi

Günaydın.. Pazartesi sendromu yaşıyorum ama bugün salı :) dün çok hastaydım gelmedim işe o yüzden bugün pazartesi gibi geliyor :)

Neyse... Efenim ben Eloş'a tavşan ördüm amma kuyruğunu unuttum. Cumartesi gece 12 gibi dikimini bitirmiştim biter bitmez kaptı ona sarılarak uyudu iyi ki örmüşüm bee dedirtti :)


Pazar günü parka gittik tavşanım da gelsinn.. ee tamam gelsin :)
beraber sallanıp eve döneriz işte :)

sizin yorumunuzu alayım nasıl olmuş mu? ben çok sevdim. kızım ördüklerimle oynuyor ya iştaha geliyorum şimdi de kahverengi gözlü saçlı bebek istiyor :) tamam annecim örerim dedim bakalım :)

musmutlu günler...


08 Aralık 2014

Okudum: Canan Tan-Pembe ve Yusuf

Canan TAN'ın ilk okuduğum romanı '' Eroinle Dans''tı yanlış hatırlamıyorsam. Mardindeydim o zamanlar. Kitaba çokkk bayıldım ve Canan TAN'ın tüm kitaplarını okudum. Geçenlerde yeni kitabının çıktığını gördüm ve karşıma çıkınca aldım. Birkaç gün bekledi kitaplıkta. Cuma akşamı canım örgü örmek istemiyordu aklıma kitap geldi. Ertesi gün 20lik diş operasyonum vardı korkumu alsın diye okumaya başladım. Bitene kadar uyumadım.

Kitaba tek kelimeyle Ba-yıl-dım....

Güneydoğu'nun Erkek çocuk takıntısı kız çocuklarını zengin yaşlı babası yaşında adamlarla evlendirilmesini hala anlamış değilim-Neyse ki eskide kaldı._

Arka kapak..(alıntı)
Ne benim sözüm geçer bu iklimde Ne de senin Böyle gelmiş böyle gider Son söz TÖRE'nin! 

Birbirlerine delicesine düşkün iki kardeşin,
Pembe ile Yusuf'un sızılı ve çarpıcı öyküsü.
Ezenler ve ezilenlerin amansız savaşımı.
Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın değişmez kaderi...

Törenin kara gölgesi renklerin üzerine çökerken, içlerinde en gariban gördüğü "pembe"ye vermişti önceliği. Soluğu kesildi "pembe"nin, beti benzi attı. Güzelim rengini yitiriverdi. Varlığını sürdürmekle yok olmak arasındaki ince çizgide asılı kaldı. Tıpkı yaşamın içindeki gerçek PEMBE'ler gibi...

Keder.. Ailenin 3 cü kızıdır. Dedesi ölürken o doğmuştur. Babası erkek bekliyordur ama kız doğmuştur o yüzden adı ''Keder'' olur.
Keder henüz 14 yaşındayken büyük ablası Gülistan'ı isteyecektir köylüden biri. Ama babası Keder'i verir kurtulmak istercesine. Keder evlenir koca şiddeti görür 2 tane oğlu olur önce. Sonra İstanbul'a yerleşirler. İstanbulda kocası yine bebek ister bu sefer kız olur ve adı Pembe. Yusufta Pembenin küçük kardeşi ikisi birbirine çok düşkünlerdir. Pembe 17 yaşına geldiğinde babası onu 5 çocuklu dul adamla evlendirmek ister zengin diye. Pembe'de kaçar sevdiği kişiye. Ama kaçtı diye nikahı kıyılmaz. Oğlu olur ve evden kovulur baba evine gelir. Babası ve ' abisi tarafından öldürülmek istenir ama Babası yaşlıdır abiler evli barklı çocukludur işi Yusuf'a kakarlar. Yusuf ablasına kıyamaz Pembe'de Yusuf'una.. ve Pembe kendini asar.... böyle gidiyo kitap

Kitabı ben çok beğendim tavsiye ederim :)