21 Kasım 2013

yanık

Cumartesi günü ne talihsiz bir gündü yahu.. Sabah 9:30 gibi kalktım yukarı kata çıktım Ela L koltukta uyuyor bende yanına uzandım 30 dk şekerleme yaptık sonra uyandı minik kuşum :) Beni yanında görünce kitabını aldı getirdi başladık okumaya Maymun, Kuş, Kedi vb :) sonra Annem dedi ki aşure yapacağız Saniye abla gelicek tamam dedim bende misafire kahvaltı hazırlayayım başladım patatesleri soyup kızartmaya. O esnada Ela çizgi film izliyor. Amcası uyuyo Babası desen uyku kuşu 11 12 lere kadar uyanmaz çocuğu oyalamak için Çizgi film açtım bende. Kahvaltı hazırlarken geldi Saniye Teyzemiz yanında Berat abimiz gelmiş Ela çok sever Berat abisini. Eski binada komşumuz oluyo kendileri. Elayı aldım aşağı indirdim hadi kızım uyandır babanı dedim Ela da hoppp atladı babasının üstüne. Uyandırdık babayı çıktık yukarı. Amcamız da uyanmış Berat abimizde var değmeyin Ela'nın keyfine. 
Tam böyle güzel gidiyordu ben kahvaltı hazır toplanın dedim. Ela'yı babası kucağına oturtmuş. Nasıl olduysa ben görmedim fincandaki çay devrilmiş Ela'nın sağ mı sol mu aklımda değil ayağı yanmış ayak bileğine sıçramış bi fırlama banyoya koşup soğuk suya tuttuk 10 dk kadar. Baktım ki kabarcıklar beliriyo dedim ki ''ne duruyosunuz ya hastaneye götürelim'' üzerimizde eşoflanlarla fırladık arabaya. Amcası bi panik bi panik arabayı kullanıyo çocuk ağlıyo ya oda paniğini bastıramıyo. Kaç kere çarpacaktı saymadım bende dayanamadım arabada bağırdım '' Yavaş olsana ya sen böyle giderken çocuğun ayağı sağa sola çarpıyor daha fazla ağlamaya başlıyor'' dinlemedi ki beni yolda kaç adamın küfürünü yedi bilmem saymadım.
Neyse öyle böyle hastaneye geldik acilde ayağı pansuman yapıldı eve geldik 2 saat geçmiş bu zamana kadar. 2 saat boyunca durmadan ağlıyor ayağını tutuyor. Mama yaptım içti emzik verdim uyutayım dedim kucakta uyuttum yatırdım yatırınca başladı ağlamaya 1 saat kadar kucağımda uyudu yoruldum Annem aldı birazda o kucakta tuttu sonra yatırdık. 4 saat kesintisiz uyudu. Uyandığında bambaşka Ela geldi :) Sanki ayağı yanan o değilmiş gibi hopluyo zıplıyo gülüyo yaramazlığından ödün vermiyo :) 
Şu günlerde ise gayet iyi yarası yavaş yavaş iyileşiyor umarım iz kalmaz. İnşallah birdaha yaşamayız böyle bi olayı. Ayağına kimseyi dokundurmuyo onun gerisinde problem yok :)
 Şebekliğe devam ediyo
Dedesinin gözlüğü elinden düşmez :) Dedesine taktırmıyo kiii :)
Babaannesinin yatağında aynen böyle uyuyordu 4 saat boyunca.

Miniklerimizi Rabbim kötülüklerden hastalıklardan korusun. :)

08 Kasım 2013

kırık kalp


Hayırlı Cumalar dostlar..,
Şu günlerde oldukça kötüyüm. İçimi döküp rahatlamaktı benim istediğim.
Artık bu hayatta herşey üstüme üstüme gelmeye başladı iş çıkışı eve gittiğimde Annem (kayınvalidem) kapıyı açtığında miniğim ellerinde gülleri bana uzatıp sarılınca içim eriyip gidiyor. O olmasaydı belki de ben bu kadar güçlü duramazdım. Ama artık dayanamıyorum....
Çoğu kişi biliyor ben Milli Eğitimde Memurum. İşitme engelliyim. İşitme engelli insanlar neden bu kadar küçümseniyor?? Neden kendilerine sorulmadan hakkında karar veriliyor? neden????
İş konusu bir yana meslektaşlarım bile benimle konuşmaz. İşaret dili bilmiyorum konuş seni anlarım diyorum bazı kelimeleri anlamasam anlamadım diye sorsam tamam neyse yok bişey deyip gülüp giderler.
Aslında ben çok alınganım. Çoğu şeyi yanlış anlayabilirim çünkü dudak okuyorum. Bazı şeyleri yanlış anlamış olabilirim ama ismim söylendiğinde ''hayırdır'' yada ''nee??'' diye soruyorum. ''yok bişey'' ''anladım ben'' deyip kalkıyorum. 
İşitme engelli bir insan yapamaz gibi bir kural yok değilmi? İstesem herşeyi yapabilirim. 
Kabul ediyorum birkaç kez hata yaptım ama hata yaparak öğreniyor insan. Hata yaptığım içinmi işitme engelli olduğum içinmi bilmiyorum beni okula gönderme gibi bi karar vermişler. Tamam kabul giderim ama okulda ne değişecek? Daha önce okulda çalıştım ben. Orda da okul Müdürü ''sen bir uzvu eksik birisin o yüzden seni istemeyip buraya gönderdiler. Burda da bi işe yaramıyorsun'' dedi. ''Nasıl ya?'' dedim ben yeni atanmışım öğrenmem lazım ama gösteren yok. Günler geçti ben işi öğrendim herşeyi eksiksiz yaptım tayinim çıktı İstanbula geldim. Burda da herkes kendi burnunun dikine gidiyor. 2 yıldır burdayım henüz kimseleri tanımıyorum hoş tanımayım da. Tanısam kalbimi kıracaklar biliyorum. 
Görevlendirmede ismim yazmıyor odadan biri'' Kerime senin ismin yok görevlendirmede sen bunların dosyasını bul bana yardım et'' tamam dedim yardım ediyorum bitmedi daha birikmiş bi yığın evrak 3 saatte dinlenmeden klasörde dosyaları arıyorum. '' çabuk ol biraz birde bunlarınkini bul'' diyo başka biri ben içimden'' sen benim amirimmisin de bana emir veriyorsun rica etmek çok mu zor?''
Amirim desen beni görmez. 2 yıl içinde sadece 1 kez konuştu o da '' Sen ne zamandır burdaydın?'' bende 1.5 yıl kadar burdayım 2 yıl olmak üzere dedim hımm tamam dedi gitti.
Ama ben artık dayanamıyorum ne yapacağımı da bilmiyorum.İmkanım olsa bir dk durmayıp istifa edip çekip giderim çalışmam evde çocuğuma bakarım kendime uğraşlar bulurum ama nerdeee....
En azından evde benimle dalga geçip beni küçümseyen yok.
''Her insan bir engelli adayıdır'' diye laf var değil mi? Ama bu lafı umursayan kim? Sen kendi geleceğinde neler olacağını bilemezsin değil mi? Bende Anamın karnından işitme engelli doğmadım ki. 
Ağla ağla stres stres kafayı yemek üzereyim. Herşeyi kafama takıyorum. Uzaklara gitmek istiyorum. Beni anlayan biri olsa keşke..
''boşver kafana takma '' demek kolay ama olmuyo.. 
Dayanacak güç kalmadı bende.
Her daim dokunsan ağlayacak gibiyim. 
Son sözüm
Lütfen Engelli insanları küçümsemeyelim.. Onlarında kalbi var.....


01 Kasım 2013

Ela'dan....

Eloşun 15 aylık oluşunu yazmamıştım Ela tam tamına 15 ay 19 günlük. Felaket cadı. Her istediğini ağlayarak yaptırmaya başladı. Babaannesi onu yemek yaparken bulaşıkları toplarken mutfak tezgahına oturtmaya alıştırmış her dakika her saniye orda oturmak istiyor yoksa kıyamet kopuyor.
2 yaş sendromu nasıl bişey acaba? Ela birden bire değişmeye başladı. Eline her geçen şeyi aşağı atıyor kendini korkulukların arasına sıkıştırıyor yetmedi elini kolunu ısırıyor.
Çok fena vuruyor. Yapma dediğimizde daha fenasını yapmaya başlıyor.
Her istediğini ağlayarak yaptırıyor. Geçen gün Amcası eve Fanta almış bizimkiler içerken Ela da istedi bende vermeyin ben ona Mandalina suyu yapar getiririm dedim yok anacım Mandalina suyunu da almıyor fanta istiyor. ( Fantayı da vermedim tabi)
En çok sevdiği meyve Elma, Mandalina, Muz :) elinden eksik olmuyo.
Yumurtayı peyniri yediremiyoruz :( Kayınvalidem yumurtanın sarısını ve peyniri ezip kahvaltı mamasıyla karıştırıp veriyor.
Herşey Onun! bize bişey yok :)
İşten eve geldiğimde hemen boynuma sarılıyor oturur oturmaz cee-eee oynamaya başlıyoruz :) yüzümü kapatıp açıp dudağımı öpüyor :) arada yanağımı ısırıyor
Aktivite gibi bişeyler yapmak istiyorum ama Elanın ilgisini çekemiyorum nasıl bişey yapabilirim bilmiyorum. Ela'ya evde Babaannesi baktığından tv'ye alışmış haliyle. İlgisi hep Tv'de napsam bilemiyorum :(
Yemek yemek bazen işkence halini alıyor yok kendi yicekmiş ağzını öyle bi kapatıyo ki açmıyo birdaha. Çorbayı yiyo genelde. Köfte yapıyorum yok yemiyo. İnsan her öğün çorbamı yer yahu? Bazen gün içinde hiç bişey yemiyor. sabah kahvaltı akşam çorba uyurken devam sütü. İtiraz etmiyoruz bizde.

Bizden bu kadar... :)